5 Ocak 2014 Pazar

Japon emperyalizminin militarist gelişmesi hızlanıyor

Japonya'nın kendine Güveni artıyor

HIROKO TABUCHI/ New York Times Türkçe baskısı/05.01.2014

Tokyo - Shinzo Abe geçen sene, başbakan olarak Japonya'nın uzun süredir zorda olan ekonomisini canlandırmaya yoğunlaştı. Fakat Abe için ülkenin yeni elde ettiği bu ekonomik cesaret, daha büyük amaca ulaşmak için bir araç. Amaç, tam teşekküllü bir ordu, II. Dünya Savaşı geçmişi ile gurur duyan daha güçlü ve kendinden emin bir Japonya inşa etmek. Abe'nin 2006-7 döneminde makamdaki ilk görevini kısa kesmesine neden olan daha geniş gündem, gecen haftalarda tekrar ön plana çıktı ve yılsonunda, Japonya'nın mağlubiyetinden sonra infaz edilen birçok savaş suçlusu da dâhil olmak üzere, savaşta ölenleri onurlandıran Yasukuni Tapınağına yaptığı ziyaretle zirveye ulaştı. Japon siyasetçiler tarafından gerçekleştirilen önceki ziyaretler, her ikisi de 20. yüzyılda Japonya'nın imparatorluk kurma çabaları altında büyük cefa çeken Çin ve Güney Kore'yi kızdırmıştı. Bu son ziyaret, Abe'yi emperyalist Japon acımasızlığını örtbas etmeye çalışmakla suçlayan Pekin ve Seul'daki yetkililerin öfkesini topladı. Yakın müttefikten nadiren gelen bir eleştiriyle, Japonya'nın yeni Amerikan Büyükelçisi Caroline Kennedey de hayal kırıklığını ifade etti. Abe, ülkesini savaş sonrası barışseverlik politikasından uzaklaştırma gibi büyük bir riski göze almaya istekli görünüyor. Kasım ayında, haber yayın organlarından olduğu gibi muhaliflerinden gelen şiddetli eleştirileri de görmezden geldi ve hükümetin devlet sırları üzerindeki kontrolünü sıkılaştıran bir yasayı meclisten zorla geçirdi. Son on yıldır ilk kez askeri harcamaları artırdı ve silah ihracı üzerindeki gönüllü kısıtlamaları kaldırdı. Yeni bir plan, Çin'le uzatmalı rekabetin her türlü ihtimaline karşın, insansız uçakların ve hem karada hem suda giden (amfibik) saldırı araçlarının temin edilmesini gerekli kılıyor. Uzmanlar Abe'nin, hayati bir hedef olarak gördüğü, Japonya'nın 1947 barışsever anayasasını revize etmek için adımlar atmaya başlayabileceğini söylüyor. Teklif edilen değişiklikler ordusuyu resmi olarak kalıcı hale getirmesine ve küresel anlamda daha geniş güvenlik rolü almasına olanak sağlıyor. Kyoto'daki Doshisha Üniversitesi rektörü Koji Murata, "Abe, kendi bildiğini okumak için bir önceki yıla güveniyor. Kendisini destekleyenlere inandığı şeyler uğrunda savaşabilecek bir politikacı olduğunun işaretini veriyor" diyor. Çin ve Güney Kore ile yaşanan gerginlik, Abe'nin daha güçlü bir ordu oluşturmak dâhil sağcı gündemini kabul etmeye daha istekli bir halk yaratıyor. Bölgesel ihtilaflar da savaşın meşruiyetine ilişkin keskin anlaşmazlıklar gibi Japonya'nın yükselişi için tehlikeli bir zemin oluşturuyor. Her iki ülkenin de üzerinde hak talep ettiği Doğu Çin Denizindeki ıssız adaların yakınında konuşlanan Japon ve Çin devriye botları adalarla aralarındaki gergin mesafeyi koruyor. Bu durum askeri analistlerce, hatalı bir hesaplamanın veya bir kazanın silahlı bir çatışmayı ateşleyebileceği yönünde endişeyle izleniyor. Japonya'nın Güney Kore ile ilişkileri, bölgesel çekişmeler ve geçmişin yorumlanmasındaki anlaşmazlıklar sebebiyle, olabilecek en düşük seviyede. Washington'un Japonya'ya yönelik tutumu, genelde Çin'in muhtemel güçlenmesini dengelemek için bölgede daha aktif askeri rol üstlenmesi yönünde olmuştur. Fakat artık Tokyo, istikrarlı bir müttefik olmaktan öte, Pekin'le girdiği çatışmalar nedeniyle Amerikalı yetkililer için bir başka Asya sorunu haline geliyor. Abe'nin aldığı yüzde 50 civarındaki oy, son Japon standartlarına göre yüksek bir oran. Üstelik Abe, muteber bir muhalefetle karşı karşıya gelmiyor ve 2016'ya kadar da seçim yok.Liberal Demokratik Parti, Haziran'daki her iki komisyon üzerinde kontrol yetkisi veren seçimlerden zaferle çıktı. Çoğu Japon muhafazakar, tapınak ziyaretinin siyasi olarak değerlendirilmemesini, bilakis ziyaretin İkinci Dünya Savaşında can veren 3.1 milyon insanı onurlandırmak anlamına geldiğini söylüyor. Abe, saygı duyduğu "barışın kıymeti" üzerinde düşünüp taşındığını söyleyerek, bu iddiayı bizzat kendisi ortaya attı. Bir danışma şirketi olan Teneo Intelligence'da Japon politikaları uzmanı olan Tobias Harris, "Belki de Abe'nin Yasukuni ziyaretinden öğrenilecek en önemli ders şudur: Ekonomik iyileşme üzerine odaklandığı iddialarına rağmen başbakan Abe, etki alanının ekonomi politikalarıyla sınırlı olduğuna inanmıyor" diyor. Osaka'daki Kansai Üniversitesinden Profesör Eiji Yoshida, "Abe bekliyor, kendi gerçek gündemiyle yola devam edeceği anı bekliyor ve işte o an, bu andır" diyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder